Sonbahar hüzünleri değil yaşadıklarım. Görkemli çöküşün
acılarını kanatırcasına kusmak değil derdim, bazen sadece kaybedersin. Gizliden
kaybedeceğini bildiğin halde girersin bu yola. En azından düşerken o kısacık
anlarda ışıldamak istersin söneceğini bildiğin halde. Ki muhteşem kaybedenleri
değiliz bu çağın. Öyle sıradan, öyle düzüne ve bir o kadar samimi yığıldık. Bunda
kahramanlık da arayamazsın, arkandan pisliğine sırıtanların gözleri önünde
parçalanırsın. Bu seni öyle bir öfkeye bular ki tek tek yansın istersin
karanlık mahluklar gözlerinin önünde, seni yaktıkları gibi. Hiçbir şey
yaşayamayışındaki o iğrenç işkence
seslerinin senin yüzünden onların yüzüne kazınsın istersin. Artık bir kaybeden
bile değilsindir. En başından beri kaybedeceğini bildiğin hale böyle yollara girmek
aptallığın ta kendisi sayılır ki bunlara aldırmaman gerekir ; Bu bir aptallık
değil,tercihin ta kendisidir.Asıl aptallık her şeyin en iyisini istemek midir,
yoksa hayatına zorunlu giren insanları hayatına sahip çıkmak mıdır? İkisini de
aynı anda yapmaktır belki de.Ek olarak söyleyeyim Sadece saf mantıkla kendi
tercihlerini yapamaz insan , duyguları da vardır.
Babamın ağır bir rahatsızlığı olmuştu. Kalp krizi ve
ardından tıkanan damar beyne pıhtı atmıştı. Canlı şekilde kalsa bile aldığı
beyin hasarı vardı. Şeker aletlerini kullanırken 2 tanesini eline alıp :’’Oğlum
ben eski ile yeniyi ayırt edemiyorum.’’Demişti.Bu şaşkınlığı ve dehşeti şaşırtıcı şekilde olgunlukla karşılayıp
herkesin anlayacağı şekilde ifade etmiştim.Ama fazla dayanamadım Sonrasında
balkona çıkıp ağladım.İşimde yoktu,beni seven bir kadında ve dostlarım oldukça
uzaktaydı.Acımı bastıracak hiçbir kolaylık yoktu.Sanki bir makas içeri ağzımdan
girip iç organlarımı çıkarıyordu.Yıllarca sürerken bu acı bir taraftan yürümeye
çalışıyordum.Çok soğuk kalan gecelerin içinde bir başıma yürüyordum.O donduran
asfalta yüzüm yapışmıştı, kalkmaya direniyordum.Kalkmaya çalıştıkça yüzüm yara
bere içinde kendimi hiç tanıyamadığım haldeydim ki soğuğun kestiği acı kanamaz ama çok acıtır.
Bazen evet kabul ediyorum bu durumlarda bir dirhem sevgiye muhtaç
kalıyorsunuz.Siz buna muhtaç kaldıkça daha bir uzaklaşıyorsunuz yaralarınızı
saracak şeylerden..Ölümü bekledim.Samimi şekilde bekledim, ölüm gelmiyordu bir
türlü.Dürüst ve samimi bir ölüm bile çok uzaktaydı.Ancak bu badireler belki de
sizin yaşadığınız acılardan çok daha küçüktü.Bunu bilemem , ama inandığım her
insan gücü ölçüsünde acı çektiğidir ki çoğu insanda buna veryansın edip,bir
meleğin gelip dokunması ya da o anda ona en çok kuvvet veren sevdiği kadının ya
da adamın gecesini aydınlatması vs.leri bekler Ama emin olun ki hiçbiri
gelmeyecek.Herkesin ihaneti omuzlarınıza çökecek.İşte bu yenilginin ta
kendisidir.Hep bir özlemle tıkandığınız çukurdan özlemle birilerini beklemek;
istediğiniz hayata güya kendinize göre emek sarf ederek en iyisini
beklemek.Hayır,olmasını istediği hayatı özlemle bekleyen insan hiçbir şey öğrenememiştir
bu hayatta.Buna çok eminim.Çünkü ben yılarca bu çukurda yaşamaya
çalıştım.Kendimden biliyorum.
‘’Yine uyandığım zaman biliyorum ki tek başına gün hançer
gibi saplanacak ve ben kendi parçalarımla meşgul olacağım.’’ Ben bunu ölmek
istediğim günlerde her gün kendime söyleyip duruyordum Alnıma kazınan
ihanetçilerin laneti, her defasında fark etmeden insanları sardığım ilginç
enerji ya da adına ne derseniz değin belki his belki duygu.Sonra Bomboş
sokaklarda kendine yetemeyen şehir efsanesine dönüşürken kapitalist duvarlardan
sesleri yankılanıyordu sevdiğim insanların.Biliyorum ki insanlar güçsüzlükten
nefret eder, her ne kadar harika iyi adam olsan bile bu fark etmez gerçek
hayatta işte burada kelimeler biter , oyunlar başlar. Şimdi söyler misiniz lafı
uzatmadan, bu tip insanlar intikam almaya geldiklerinde cevabınız ne olacaktır
? ‘’Onlar Kendi mutluluklarını düşündüler bu yüzden sana cüzamlı gibi baktılar,
sen de kendi mutluluğunu düşünmelisin kendi oyununu yarat o zaman .’’Peki ya
benim mutluluğum yüzlerini deşmek olacaksa, ya benim mutluluğum onları yok
etmek olmalıysa, peki ben oyun oymayı kabul etmiyorsam , buna cevabınız nedir
?’’İşte insanlar kendine böyle yol seçebilirler ve bu güya hayvani dehşeti ben
yadırgayamıyorum.Bu bir seçimdir.Herkes istediğiniz gibi iyi olamaz.Sizin
düşüncelerinizle haklı da olamazlar.Senin tercihin hayatta nefes almaksa
karşındakinin tercihi o nefese son vermek olabilir ki haklı gerekçeleri varsa
bir de.Çünkü zayıf olan insanlar ömürleri boyunca sürünürler , güçlü olan
insanlarsa daha az sürünürler.Şunu da unutmamalı ki güçlü insanlar da zayıfları
yok edebilirler.Sen Bir amaç uğruna yok edilebilirsin buna karşı koyacaksan en az onlar kadar
karşılarına sürebileceğin bir duruşun olmalı eğer gerçekten doğrunun yanındaysan.
Bir de şu var ki hala çözemediğim şeyler,şunu söyleyebilirim
artık ; Benim Sevdiklerimin çoğu güzel
bahçelerdeydi ancak etrafı duvarlar ve tel örgüleriyle çevriliydi.Şu cüzamlı
halimle bile pek çoğuna ulaşıp en azından birini yoluma katıp mutlu olmak
istedim.İstedim çünkü insan egoları olan bir
varlıktır.Bu doğal zorunluluğu yadırgayacak değildim.Ancak iyi düşünüp
yanlış yapmışım.Bilmeliydim ki ta en
başından beri insanların kendi mutlulukları için Ahlakı bile satabilecekleri
gerçeğini.Ancak benim hatalarımın yanında onların günahları vardı.Umursamazlık
gibi.Umursamayan, yüz çeviren her insan günahkardır.Nereden bile bilirdim ki
sevdiklerimin yanımda biten katiller sürüsü olabileceğini ,nereden bile
bilirdim ki düşündüğümden bile fazla acımasızlarını haklı gerekçelerle
birleştirip beni yok
edeceklerini.Biliyorum bu sadece benim hayatımda olan bir şey değildi.Bazı
insanlar bunlara benden daha ağır şekilde maruz kaldı.Ve kimseye yardım edemedim ki edemezdim de , bende
zehirliydim.Ya da panzehir ben de yoktu.Bunu üretmek belki
imkansızdır.Bilemiyorum.
Ben ve gibi insanlar illa intikam almak zorunda da değildir.
Ama biz dokunmasak bile saydığım insanlar kendi kendilerini yok edecekler. Bizi
zaten tükenmekten beter hale sürdüler, dünyaları yanacaksa yanacak, ola ki
söndürmeye kalkışırsanız bunun kimseye faydası olmayacaktır, hatta daha
öncekileri gibi cüzamlı olacaksınız onların aynalarında . Bazı şeyleri insanın
kendisi çözmesi gerekir, siz her şeyi n en fazlasını yaptıktan bile olamıyorsa
o zaman bırakın ve yanmayı izleyin.Hem de tekrar kendi yanışınızı, umutlarınızı
tekrar ve tekrar .Üzgünüm ancak gerçeğe götüren yol bu.Biliyorum ki bu tür acılar çekmeden, bu saçmalığın içine
bulanmayarak doğru şeylerle yaşanabilirdi…
Şimdilik bu kadar,
devamı gelecek
Çok güzel söylemişsin umursamazlık hakkında, haklısın kafanı çevirdiğin her ölüm senin hanene yazılır Kafanı çevirdiğin her haksızlık gün gelir seni de bulur
YanıtlaSil